GEÇMİŞİ YAŞAMAK İSTEMİYORUM
Önce asrin depremi son
olarak da, asrin seli havalar ısınınca asrin orman yangınlarıyla devam edeceğiz
gibi. İşte bu sel İstanbul’da olmuş olsaydı, tüm iktidar yanlısı basında hedef Ekrem
bey olurdu, gerçi sayısı düşükte olsa, muhalif basında hedef darıma hükümet. Menderesin
zamanında aynı buna benzer durumdaymışız, ne oldu demokrat partinin oyları
düşerken asker darbe yaptı, yanı ilk darbeyi 1960’li yıllarda cumhuriyetin ilk
darbesi ve ilk siyasi lider idam edildi. Bir daha siyaset böyle bir olaya asla
müsaade etmedi, ama 60 darbesinden dersler alınmıştı, derken 80 darbesi oldu. Bu
halkın ve devletin kışkış maşıyla, biraz dış güçlerin kaşımasıyla, asker darbe
yapar ve arkasından kendini cumhurbaşkanı seçtirir. Demokrasi azda olsa
işlemeye başlar, Turgut Özal başbakan olur arkasından cumhurbaşkanlığına gider.
Derin devletin kurduğu, dış güçlerin fonladığı pkk terör örgütü ile askerimiz
doğuda savaşın içindeyken, siyasete fazla müdahale edemiyordu. Turgut Özal’ın
elini kuvvetlendiriyor, yatırımlarda tam gaz giderken kalp krizinden öldü. Başbakan
Süleyman Demirel cumhurbaşkanı oldu. O, sırada muhalefet bölünmüş olduğu için,
bir türlü istikrarı yakalayamadılar. Refah
Doğruyol hükümeti kurulmuş, millet azda olsa ayağa kalkmış derken, hop 28 Şubat
post model bir darbe daha yapıldı ve hükümet dağıldı. İnsanların giyim tarzına
kadar karışıldı. Sonra tekrar seçime gidildi Ana sol MHP hükümeti kuruldu,
ekonomik kriz, depremler bu hükümeti de yıktı ve halkın yeni bir söyleme
ihtiyacı varken, fazilet partisinde liderlik savaşları başlamış, yeni bir oluşum
kuruluyordu. Abdullah gül parti başkanlığına seçilemeyince, Tayyip Erdoğan’ın
siyasi yasağı olduğu için dışardan yeni partiyi kuruyor, teşkilatları her ile
yayılıyor ve Türkiye bir kez daha seçime gidiyor. Bu halk neyin içinde olduğunu
bilmeden bu yol nereye gider, bunlar kim demeden, belediye başkanlığı yapmış
ama konuşması da düzgün şimdiki gibi değil. 2002 den 2016 yılına kadar kesintisiz
yönetir. Meğer neymiş hep içinde büyüttüğü, tek adam yönetimi hayalını bu
millete dayattı. 2016 yılında ABD merkezli, fetö, azda AKP’lilerin de içinde
olduğu askeri bir darbe gibi bir şey yaşatmak ve tek adamlığa giden yolu açmak
ve bu darbeyle birlikte MHP’yi yanına çekmeyi başarmıştı. 2017 yılına
gelindiğinde halk bir gazlandı o gazla sandıktan cumhurbaşkanlığı hükümet
sistemi geçti. Tüm yetkiler cumhurbaşkanlığa bağlanmış, başbakanlık kalkmış. Türkiye’nin
bir sabah uyanmasını çok isterim, lakın hala uyuyor, ekonomi krizler, eğitimde
olduğumuz yerde sayışımız, meydanlarda bombaların patlaması, hızlı tren kazaları,
devlet mafyanın yan yana oluşu, orman yangınları, seller, depremler, hepsinde
sınıfta kaldılar. Lakın bu gidişin bir sonu geldiğini düşünmek istiyorum. Artık
ey millet seçimler 14 Mayısta, bu sisteme hayır demez isek, daha çok canımızı
toprağa gömeceğimizi bilin. Toprak insana doğmaz, dünya var olduğundan beri ne
canlar toprak oldu. Hepsinin iyi kötü yanları vardı, bizler insanlığın ilk
çağlarından bu yana buluşların üstüne koya, koya ilerledik ve Avrupa, Amerika, Çin,
Rusya gibi dünyanın en güçlü ülkeleri, Türkiye çok vakit kaybetti. Artık
bizimde dünyaya merhaba demenin zamanı gelmedi mi? Bu seçimde halkı sandıklara
davet ediyorum yeter artık diyelim.
Yorumlar
Yorum Gönder